SORUNLAR DERT OLMADAN COZUMLER INSANLIKTAN CIKMADAN






Bütün sorunlar ufak ufak başlar.
Küçük sorunlar günden güne büyümeden en kısa zamanda kontrol altına alınmalı ki,
Sonradan dert olup altından kalkılamayacak durumlara dönüşmesin.
Küçük sorunlar çözümün işareti,
Büyük sorunlar ise çözümsüzlüğün.
Yani sorunların altında kalınacağının işaretidir..
Sorunları çözümlemek için hemen harekete geçmeli.
Beklenmemeli.

Birileri bana deli demişler.
Halt etmişler.
Gene de eyvallah!!
(Burada parantez açıp şunu söylemek isterim;
deli değilim, çok akıllıyım ben.
Sizin gibilere rağmen henüz delirmedim.
Başaramadınız.
Ben sizi delirticem.)

Bazıları neden itibar eder ki kurnazlığa.
Hiç pirim vermem ben onların düşüncesiz davranışlarına.
İnsanlığını unutmak işlerine geliyor.
Uyanık olmak yetiyor onlara.

İnsanoğlu ilk karşılaştığında daha tilkinin derdini anladı.
Tilki aynada kendini görmediği için insanlığı aptallık sandı.
Kurnazlıklarına sabrı taşanlar yeter artık deyince tilki yalnız kaldı.
İnsan olmak çok değerli.
İnsan 2 ayağının üstünde yere sağlam basması gerektiğini unutmamalı.
Kendini tilki sanmamalı.
İnsan olmanın keyfini çıkardığı gibi.
Sahip olduğu değerlerin kutsallığının ve sorumluluğunun da bilincinde olmalı.
İnsan kalabilen elalem gibi ucuz kavramlara takılmaz..

Düşünebilen insan yaşamdaki rastlantılarla güzel vakit geçirir..
Hoşgörülüdür, surat asmaz.
İçtendir.
Bir gülse, gözlerinin içi beş kere daha güler.
İz bırakır bakışları, yürekleri ezer.
Selam verir, teşekkür eder..
Hatır sorar, tebrik eder.
Rastlantıların içinden en güzellerini seçer.
Oluşturduğu güç ile yeni değerler keşfeder...

İşte bu sebeple;
Zavallı, yüzeysel davranışlar düşüncenin gücüne diz çökerler...
Belki de deliler haklı;
Diğerleri aslında hiç bir şeyin farkında değiller..

İyi bir insan olmak tilki olmaktan.
İyi bir vatandaş olmak siyasetçi olmaktan daha kutsal daha önemli.
Nice isimsiz kahramanlar sayesinde bu topraklarda.
Bu millet bağımsız olarak sonsuza kadar yoluna devam eder.
Bundan hiç kimsenin şüphesi yoktur.
Şüphesi olanlara da olmaması gerektiği usulunce anlatılır.
Gerekirse öğretilir.
Bugüne kadar edindiğim tecrübeye göre, tecrübe diye bir şey yok.
Siyasette de mantık yok.
Bir sorumluluğun bittiği yerde başka bir sorumluluk.
Mantığın bittiği yerde de siyaset başlıyor.
Bu sebeple;
siyaseti siyasetçilere bıraktım.
İnsanlığı da birilerinin maşası olanların elinden aldım.

Duygu ve düşünceleri ifade edebilmek için anlatım yolları vardır.
Bu dünya da bütün canlıların kendini ifade etme şekli farklı olabilir.
Benzer de olabilir.
Bir durum oluşturmak,bir eylemde bulunmak, ağlamak, gülmek, konuşmak, yazmak gibi...
Asil olan yorum yaparken, eleştirirken hakaret etmez.
Karşısındakini düşüncesizce aşağıya çekmez.
İnsan bazan bir ima ile ya da bir resimle.
Hatta bir kaç kelime ile yaşamını ya da söylemek istediklerini anlatırda.
Çoğunlukla da eksik kalır anlatılmak istenen, kitaplar yazılsada.
Asıl konuşulması gerekenler içimde kaldı diye düşünür insan...
Fikri ifade etmenin coşkusu ve karşıya nasıl geçti kaygısı fenadır..
Aslında karışık değildir, anlaşılması zor da değildir.
Yaşanması güçtür elbet, ama anlatması da dile kolay değildir.

Alternatif duygu ve düşüncelerle, büyük resme yüzeysel bakılıyor.
Gerçekler saptırılıyor ya da gölgelenmeye çalışılıyordur....
Anahtar elindeyse ya da, emek verip şifreyi çözdüyse kişi.
Açtıysa anahtarla kapının kilidini ve gördüyse gizli bahçeyi.
Anlatılanı  tam olarak anlayabildiyse ve kendini içinde bulduysa.
Empati yapabiliyorsa, konuşmalı ve yorum yapmalı...
Küçük dünyasında Odak noktası olmak işine geliyorsa.
Büyük resmin küçük bir parçası olmayı beğenmiyorsa.
Acıtır canını yaşayacakları, geçmişte yaşattıkları mutlaka.

Yalnız kaldığında, ipin üzerinde, tam çizgide.
Sorgulayabiliyorsa, görecektir kendi gerçeğini.
Ya da ziyan olup gidecektir başkalarının gerçeklerinde.
Görmezden geldiği için bildiklerini.

Güzellikleri sevin.
Sevmek değer vermektir sahip olmak değil.
Zaaflarınıza yenilmeyin.
Bunu sakın unutmayın.
Hoşçakalın.

Yorumlar